Can Sıkıntısı ve Hobiler Üzerine - Part I
Öncelikle bahsetmek istediğim konu; geçen yazdığım yazıda koleksiyoner insanları biraz kızdırabileceğini düşündüm, o sebeple konuya açıklık getirmek isterim. Sanırım ben de biraz olsun koleksiyon yapıyorum. Evde eski telefonlardan oluşan bir koleksiyon ve arada bir açıp oyun oynadığım konsol koleksiyonum var. Bunları zaman içerisinde koleksiyon yapmak amaçlı almadım açıkçası ama neden hala tuttuğumu bilmiyorum. Alınan bir eşyayı satma ile ilgili bazı ön yargılarım var sanırım, tam bilmiyorum.
O gün Aşiyan’a gittim, biraz gezindim, eve geldiğimde ise internet gelmişti.
Fakat, internet olsa bile bu ikilemi yine yaşadığımı fark ettim. Aklıma bir şey koyduğunda yapan bir insanım, ama öncesinde aklıma bir şey koyma konusunda eksiklerim var. Bu aralar ise boşluğa düştüğümde kendimi yazı yazarken bulduğumu fark ettim, sanırım yazı yazmak gerçekten hobim oldu.
Teknik yazılar yazmak da hoşuma gidiyor, fakat içinin boş olmasını istemiyorum. Teknik olmayan yazılarım için ise bu durum biraz daha fazla. Bu konuya biraz açıklık getirmek isterim. Teknik bir yazı da olsa, içerisinde bana bir şeyler katabileceğini düşündüğüm bazı ögelerin olması gerekiyor, ki beraber gelişelim. Teknik olmayan yazılarda ise bir yandan kendimi irdeleme fırsatım oluyor, bu sayede senin de kendini biraz irdelediğini düşünüyorum, ki bu benim için yeterli bir sebep.
Aslında arada farklı bir koleksiyona daha sahip olduğum aklıma geldi; Müzik.
Sanırım dijital olduğu ve elle tutulur olmadığı için direkt aklıma gelmedi. Uzun zamandır Spotify kullanıyorum ve şimdiye kadar iki binden fazla beğendiğim şarkı var. Arada eski şarkıları açıp önceki dönemlerime gidiyorum, biraz nostaljik bir tarafı da var. Bak bunu hiç düşünmemiştim…