Bir önceki yazıda aslında geçmeyen ama belki de alt metin olarak düşünülebilecek kelime ya da olgu aslında “disiplin” idi. Dün açıkçası düşündüm ve bu kelimeyi bulmaya çalıştım, ama bazen kafanız durur da düşünemezsiniz ya, ondan oldu bana.

Yazdıklarımı geriye dönüp düzenlemiyorum, düzenlediklerim ise genelde anlamı daha açık hale getirecek cümle genişletmeleri ya da imla hataları oluyor, ama yazdığım bir şeyi anlamını değiştirecek bir şekilde değiştirmiyorum. Komple sildiğim paragraflar ya da cümleler oluyor bazen tabii.

Bunu ne için söylüyorum? Prensip edindiğim ya da edinmeye çalıştığım şeylerden biri, akıcı düşünebilmek için yazı yazmak ve bu yazdıklarımın olabildiğince filtresiz olması. Yazdığım yazıları ise elimden geldiğince değiştirmemek filtresiz olmasını bir seviyede sağlıyor. Disiplin ise bunu şu anda yazıyor olmam. Aslında gerçekten düşündüğümde bende olmayan bir şeyi edinme çabası bu, ama insan öğrenen bir canlı ve bunu yine gecenin bir yarısında bile yazsam, şu anda yazıyor olduğum gerçeği - ve yazmak istemem, bunun aklıma gelmesi, umut verici.

Bir şeyi kaç kere tekrar ederseniz sizin bir parçanız haline gelir? Yani bir alışkanlık edinmek için bunu öncelikle bilinçli bir şekilde yapmak gerekiyor. Bir kaç dakika içerisinde yaptığım bir araştırma1, rutin olarak yapılan davranışların alışkanlık haline geldiğini söylüyor. Düşününce mantıklı, ama sanırım önce bunu merak edecek noktaya erişip, sonrasında araştırmak ve öğrenmek asıl konu.

Rutinleri oturtmak ve sonrasında bunların alışkanlık haline gelmesi ise edinilen disiplin ile mümkün oluyor. Asıl soruya daha cevap vermedik. Psikolojik sınırın 21 gün olduğu yönünde2 yazılar var. Sanırım milletlere göre de farklılık gösteriyormuş, bir arkadaşım öyle demişti bir ara.


Not: Bu edindiğim bilgiler tabii makalelerden. Bunların doğruluğunu kendin ayrıca sorgulayabilirsin, ki bunda fayda var.