Son zamanlarda kendimi çokça içinde bulduğum bir aktivite olduğu için kendisi hakkında biraz yazmak istedim. Düşünebilen bir varlık olduğumuz için diğer canlılardan ayrılıyoruz, fakat durup hiç neden düşünüyoruz diye düşündün mü hiç?
Düşünüyorum, öyleyse varım diyorsan, düşünüyorum çünkü varım da diyebilirsin belki, sanki birbirini tamamlayan söylemler.
İnsan beyni halen incelenen ve bütün fonksiyonları çözümlenebilmiş bir organ değil, bu sebeple konuya psikolojik ve filozofik açıdan bakmak gerek diye düşünüyorum.
İki konuda da tam bilgili olduğum söylenemez, bu sebeple sağdan soldan topladığım bilgiler ve kendi çıkarımlarımdan bahsedeceğim. Dünyayı yeniden keşfediyor olabilirim belki, kusura bakma.
Bence bir sebebi dürtülerimiz. Acıktığımız için “ne yesem” diye düşünüyoruz. Canımız sıkıldığı ve/ya da merak ettiğimiz için “bugün televizyonda ne var” diye düşünüyoruz. Zevk almak ve/ya da üremek için “ilişkiye girmeliyim” diye düşünüyoruz.
Daha temelinde ise uyarılma ihtiyacımızı gideriyoruz. İnsan denilen varlık, yerinde durabilen bir canlı değil. Gece uyurken bile beynimiz rüyalar aracılığıyla görsel manada kendini uyarıyor. Beş duyumuzu bir şekilde tatmin etmemiz gerekiyor.
Uyarılmayan bir insan bir süre sonra halüsinasyon görmeye ve duymaya başlıyor, ki bildiğim kadarıyla bu tarz testleri insan üzerinde yapmak yasak.
Bir diğer faktör ise aksiyonlarımız. Senin bu yazıyı okuma aksiyonunun, okuduklarını düşünmeye başlamanı tetiklemesi gibi…